7 Mayıs 2017 Pazar

Başım göğe erdi. 220 km.

7 Mayıs 2017
Pazar

Geçen yıl 21 Haziran, "en uzun günde en uzun tur" formatında, Bodrum-Fethiye 250 km etabı için aldığım yol bisikleti, beni hep uzun yol yapmaya şartladı.
O zaman gerçekleşmeyen bu tur içimde kaldı.
250 km lik bir tur yapmayı hep istedim o zamandan beri.
Aklımda Bodrum-İzmir vardı ama İzmir'de kalma ve ertesi gün otobüsle dönme fikri beni hep engelledi.
Aynı gün içinde Bodrum-Muğla-Bodrum turu yapmayı en az 2 yıldır istiyordum aslında ama hep grup halinde ya da en az 2 kişi yaparız diye düşünmüştüm.
Bir süredir arkadaşlarıma bu turu yapmak istediğimi söylüyordum ama hiç kimseden istek gelmedi.
Ben de bu turun ancak çok istemekle olacağını düşündüğüm için kimseye israr etmedim gelmesi için.
Bu turu yapacağımı ilan edince de kimseden ses çıkmayınca, tek başına yapmaya karar verdim.




İşte pazar sabahı saat 7.00.
Saat 6.00 da kalkıp 4 haşlanmış yumurtalı bir kahvaltı ettim.
7.15 te yola çıkmadan önce de yanıma aldığım 2 muzdan birini yedim.



Çıkmadan önce su içimiştim, bu yüzden Güvercinlik tabelasını görene kadar su içmek aklıma gelmedi.



2 tane 75cl lik su kabım var.
Bunların ikisine de 50cl lik Powerade ve üzerine de su ekliyorum.
Son yaptığım turlarda genellikle, ilk 2 su kabını böyle tüketiyorum.



İkisini de Milas'a varıncaya kadar tükettim.



Kerim'in tavsiyesi ile, dün Dechatlon'dan 4 tane suya katılıp içilen enerji veren şey aldım.
Satıcı kızın tavsiyesi ile bugün içerisinde 4 tane tüketmeliymişim.
Ben ancak ikisini tükettim.
ilkini giderken, diğerini dönüşte Milas'ta.



Milas'taki küçük molada bir de çikolata tükettim.



İlk kez Boğa yokuşunda hiç durmamayı deneyeceğim.



Keyfim ve enerjim yerinde.



İlk çıkışımda (4 yıl önce), 3 kez dinlenerek 105 dakikada çıkmıştım.



Bu kez 39 dk sürüyor.



Devamında Tuzabat çıkışı.



En sevdiğim tabela bu oldu.



Bir de bu, elbette.



Goca Muğla, hoş buldum.



Yarısı bitti.



Güzel bir öğle yemeğini hak ettim.
Eda Döner Kebap.
Daha önce burada İskender yemiştim ve çok beğenmiştim.



Yol boyunca aklımdaydı zaten.
Masada duran muz, Bodrum'dan beri arka cebimde taşıdığım ikinci muz.
Daha ona sıra gelmedi.



Yemekten sonra Muğla çarşısına gidip, bir yerde çay içmeyi planlıyorum ama çarşıda öyle bir yer karşıma çıkmıyor.
Ben de fazla oyalanmadan yola çıkmanın daha iyi olacağını düşünerek geri dönüşe geçiyorum.
Yatağan'da sevdiğim bir lezzetle ödüllendiriyorum kendimi.
Treliçe.



Yatağan'dan sonraki çıkış yorucu çünkü 140km de başlıyor ve 155km de bitiyor.
İşte ikinci muzun zamanı geldi.
Bu 15 km lik çıkışın ödülü de bu muz işte.



Muğla'dan dönüşte Milas'a kadar karşıdan esen rüzgarla da savaştım.
Milas sonrası yokuşta kamyonlar teğet geçiyorlar.



Bunlardan çok var.
%10 saygılı ancak.



Bol küfür bir tur oldu bu.
Küfürlerin çoğunu kamyonlar yediyse de geri kalan çoğunluk Tofaş arabalarda.
Bir de Muğla şehir içinde, akıllı kavşakta beni hiçe sayan geri zekalı kadın sürücü küfürlerimin hedefi oldu.
"Car car car" cevaplar verdi elbette. Kendini haklı görüyor, diğer sürücüler gibi.
Bisikletin yolda ne işi var?



Öyle ya da böyle, sağ salim dönüyorum Muğla'ya.
İşte Tuzla gölü.



Denize bağlı ama biz ona göl demeyi seviyoruz.



Biraz yorgunluktan olsa gerek, son 25 km de fotoğraf yok malesef.


Unutmadan, Güvercinlik girişinde, kırmızı ışıkta geçişimi hoş gören trafik polisine teşekkürler.


Bu turda bana şans dileyen, akıl veren, yol gösteren tüm arkadaşlarıma çok teşekkürler.
Darısı sizin başınıza.

Sevgiyle...

...

..

.



Hiç yorum yok: