19 Haziran 2016 Pazar

53.6 derece

19 Haziran 2016
Pazar

Antrenmanları abarttık, bu pazar uzun bir tur yapalım dedik.
Önce Bafa'ya gidelim dedik 185 km.
Tünelden sonra yol yapımı varmış, o yüzden göle kadar gitmek ızdırap olurmuş diye tünelden önceki yokuşun başına kadar gidip dönmeye karar verdik.
O da, Bodrum'dan 75 km. Git, gel 150 km.
Yapalım mı? Yapalım.



Bu sefer buluşma saatinden önce vardım dükkana.
2 poğaça ve çay ile sabah kahvaltımı yaptım.
Ardından Coka geldi, o da 2 poğaça alıp kahvaltı yaptı.
Selçuk, Turgutreis'ten geliyor. "Bitez'deyim, biraz bekleyin" dedi.
Elbette bekleriz arkadaşımızı.



Sonunda 3 kişi 8.25 te yola çıktık.



Coka'yla ben, sabah serinliğini fırsat bilip biraz fazla basıyoruz pedallara.
Güvercinlik'te Selçuk gelene kadar sodaları götürüyoruz.



Selçuk, bir süredir antrenmansız kalmış anlaşılan.



O gelince biraz da onun için takılıp, sonra çıkıyoruz yola.



Yolumuz uzun, Selçuk yine geride kalınca onu beklememeye karar veriyoruz.



Hava alanına uğramak gerekti, onu da yaptık, o zaman basalım pedallara.



Milas'ta bize katılacak genç bisikletçiler vardı ama kimseyi göremiyoruz buluşma yerinde.
Zaten Bodrum'dan Hasan' da  ekti bizi.



Kimsenin bu sıcakta 150 km pedallayası yok demekki.



Milas'ı geçip, öğle güneşinin altında susuz kalınca bu çeşmeye saldırıyoruz.



Coka, çeşmenin içine girmeye çalışıyor ama başaramıyor.



Bir de ben deneyeyim dedim.
Soyunsam da kar etmedi.



Selimiye'nin girişinde, serin bir gözlemeciye atıyoruz yanmış bedenlerimizi.



2 sürahi ayran içtikten sonra gözlemelerimizden ancak 2 parça yiyebildik.
Ardından ufak bir kestirme iyi geldi doğrusu.



İçtiğimiz suyun, sodanın, ayranın haddi hesabı yok.
Ayrıca yediğimiz meyva ve çikolatanın da..
Çok masraflı bir tur oldu bu.



Sıcaklığın 43 derece olması ve fön makinesi gibi esmesi yüzünden serinleyemedik ama dinlendik doğrusu.



Yanmızdaki ağaçta ilginç canlılar yaşıyor.



Bu bok böceğimiş galiba.



Ama bunun adını bilemedik.
Sorduk, o da söylemedi.
Görgüsüz...!



Bu kadar yatmak yeter, artık geri dönelim.



1 saatten fazla dinlendik.



Saat 14.30 ve kilometre saatindeki termometrenin ibresi 51.50 dereceyi gösteriyor ve artmaya devam ediyor.
En son 53.60 dereceyi gördük.
Asfaltta yüzüme çarpan sıcaktan gözlerimi korumak için gözlüğümü taktım.



Böyle bir sıcakta 150 km yok yapmak pek akıl işi değilse de biz verdiğimiz sözde dururuz arkadaş.



Dönüş yolunda Milas'a 5 km.
Milas'ın içinde asfalt erimiş ve üzerine toprak dökmüşler.
Zorlu 3-5 km oldu.



Milas'ı geçip, yokuşu da aştıktan sonra bir molayı daha hakkettik.



Yoldan geçen Nihat'ı da çağırdık yanımıza.
İki sohbetin belini kırdık.
Böyle miydi o laf?
Nihat bizden ayrılırken, "Allah size akıl fikir ihsan eylesin." diyerek dualarını esirgemedi.



İşte Güvercinlik.
Son kez soda ve su takviyesi.
Coka dondurma bile yedi.
Çok masraflı oldu bu tur demiş miydim?



Coka "Yoruldum" dese de Güvercinlik'ten sonra verdi gazı, zor yetiştim.



Rixos'ta geçtim oni.. 



Turun başından sonuna hep birlikte sürdük Coka ile.



Maşallahı var Coka'nın.



Bir de yol bisikleti edinirse, zor yetişiriz ona.




Sevgi, saygı ve algıda seçici olmayın.
Bırakın, yoluna aksın.


...

..

.





Hiç yorum yok: