24 Nisan 2016 Pazar

Bindim bir tazıya, gidiyorum Mazı'ya.

24 Nisan 2016
Pazar

BBK'nın tur yapmadığı pazar günlerinde, zorlu parkurlarda pedallamak alışkanlık oldu.
Daha çok pedallama ve daha az mola ile bisiklet sürmenin tadını çıkarıyoruz.
Bodrum'da bu tür turlara katılan bisikletçi sayısı az olsa da zamanla artacağını umarak devam edeceğiz buna.



Başlangıç yerimiz NeO Bike Bodrum.
Coka Ahmet'le ne zamandır birlikte pedallamamıştık.



Geçen zaman içinde Coka çok ilerleme kaydetmiş.
Yokuşlarda yakalamak çok zor.



Mangalcı'dan Teoman katılıyor bize.
Taner'i aradım "Biraz erken gelmişim, Yalı'ya pedallıyorum, size orada katılırım." diyor.
Yolda bir çok bisiklet taşıyan araba görmüş, "Çok kalabalık olacağız galiba." diye umutlanmakta.



Biz de Yalı'ya doğru pedallıyoruz aynı umutla.



Yolda gördüğümüz bir iki bisikletlinin konumuzla ilgisi olmadığı anlaşılıyor.



Ters istikamate pedallayan bisikletçiler "Hey, NeO" diye sesleniyorlar.



Bizim turu biraz zor bulan bu arkadaşlar korsan grubu tercih etmişler daha kolay diye.



Ne mutlu ki pedallıyorlar.
Sizleri zor parkurlarda da görmek isteriz sevgili dostlar.



Yalı'ya vardık ve Taner'i tek başına bizi beklerken bulduk.
Biz de birer çay içip 4 kişi olarak yola çıktık Yalı'dan.



Çiftlik'te Dutsuz Kahve'nin karşısındaki bakkaldan su ve soda takviyesi aldık.
Eskiden dutlu olan kahveye ve onun bakkalına artık uğramıyoruz.
Bahçesindeki dutu kesince onu kara listeye aldık.



Kesilen dut geri gelmez.
Kaybedilen müşteri de öyle.



Çamaşırhane'ye doğru pedalladık.



Pazar pazar yolda güzel hanımlar.



Biraz hızlı gelmişiz çamaşırhaneye, Teoman geride kalmış.



Onu beklerken biraz soluklanıyoruz.



Bu pazar pedallayalım diye Teoman Muğla'ya gidip Coka ile kendisinin bisikletini arabayla getirmiş.Bisiklet sevdası böyle bir şey işte.



Bekleme biraz uzun sürüyor.
Teoman'n viteslerinde sorun olduğunu anlıyoruz.
Geldiğinde göz kararı bir ayar çekiyoruz ve yola devam ediyoruz.



Çocuk Mezarlığı yollarında, zorlu yokuşlarda, Coka yine önde.



Biz de peşinde elbette.



Yol üzerindeki camide mola.



Caminin adı yok ama yaptıranın var.
...



Cami çeşmesinde serinliyoruz.
Otomatik devreye giren ekolu öğle ezanını dinliyoruz.
Teoman gelince de yola devam ediyoruz.



Mumcular-Mazı yoluna bağlanırken kestirme toprak yolda..



Toplaşıyor..



.. ve hiç konuşmadan yola devam ediyoruz.



Neden konuşmuyorlar neden?
Bunu hakedecek ne yaptım yareppim?



Yine kendi aralarında konuşup, bana yüz vermiyor bunlar.
Var bişeyler ama hadi hayırlısı.



"Ya NeO, ne vesveseli adamsın. Yok bişey devam et.
Bak, inekler, öküzler, vahşi doğa filan."



Ne geveliyor bu ağzında..
Var bunda bir iş ama neyse..



Vahşi doğaymış..
Alt tarafı öküz işte.



Mazı'da bizi bando mızıka ile karşılıyorlar.



"Bisikletçi Teo yolda galdı,
NeO'nun onda aklı galdı,
Goca öküze baktı da,
Vahşi doğaya şaştı galdı."
...
Hadi buyrun, bu ne şimdi?



Yukarı Mazı'da karnımız doyurup geri dönmeye karar verdik.
Zamanı biraz hor kullanmışız, karanlığa kalmayalım gari.

Gözlemeciler sezonu henüz açmamışlar, bakkalın eşi bize yiyecek bir şeyler hazırlayacak.



Yan bahçeden dut yiyerek başladık.
Yalı muhtarı kessin dutunu, başka dut mu yok?
Peh..!'



Taner, duta daldı resmen.
Ufacık ağaç duttan yıkılıyor.



Yol kenarında 2 kişilik masamız hazır.



Dutlar şahane.



İşte yiyeceklerimiz hazır bile.



Yok böyle bir masa.



Yan tarafta kaşıkçı ustası yolun kenarına kurmuş atölyesini.
"Bu iş için iyi ağaç Pinar'dır." diyor.



Teoman ve Coka'da geldi.
Aynı sofra onlara da hazırlandı.



Heryer çiçek.



Bakkalın eşi çok hamarat.



Bütün bu çiçekler onun eseri.



Bu halıyı da o dokumuş.



Yün halı, 2.5x1.5 m.
1500 tl ye satıyorum.. Satıyorum.. Saaaatt.....



Çiçeklerin her biri başka güzel.



Bizim kaktüsler de aşağıdan el sallıyor.



...



...



...



...



...



...



Teoman'ın vites sorunu devam ediyor.
Bakkalın arabasıyla dönecek o.



Biz daha da tempolu basıyoruz pedallara.



Çocuk Mezarlığı ayrımını pas geçip, Mumcular'a doğru pedallıyoruz.



Yeniköy'den Çamlık köyüne döneceğiz.



Coka gerilerde kaldı.



Biz de inişe kaptırdık gidiyoruz.



Mumcular-Çamlık-Yeniköy sapağında yetişiyor bize Coka.
Suluk kafesi kırılmış, yolda düşen su şişesini alıp, bagaja bağlamış.
O yüzden biraz geride kalmış.



Pınarlıbelen'e doğru rüzgar karşımızdan biraz sert esiyor.



İki kafadar önde, rüzgar müzgar dinlemiyorlar.



Sonunda yetiştim gençlere.



Çamlık köyüne doğru orman yolunda uzun bir yokuş tırmanıyoruz.



Coka yine geride kaldı.
Bu sefer ağzına bir çikolata atmış ve pedallamaya devam etmiş ama çikolata bütün ağzına yayılmış.
"Sürekli durup durup su içtim, o yüzden geciktim." diyor.
Sürekli mazeret.



İnişte beraber pedallıyoruz.
Çamlık'tan önceki köyde "Azeri Şenliği" kalabalığı.



Çamlık'tan önce son bir yokuş tırmanıyoruz.
Coka diyor ki; "Senin geçende söylediğini yaptım. Büyük vitese aldım yokuşta, dinlene dinlene çıktım."
Nasıl yani?



BBK her yerde.



Çamlık'ta çay molası.



Bu son mola iyi geldi.
Biraz yorulduk sanırım.



Önümüzde bir yokuş daha var, sonra hep iniş.



Azmaya hazır mıyız?



Kızılağaç'a inen bu yolda çalışma var.



Çoğu toprak olan yol tam MTB yolu olmuş.
Azdık tabi.



Tur sonu gülüşleri.

Süpersiniz arkadaşlar.
Yine yapacağız bunu.

Sevgiyle...


...

..

.





Hiç yorum yok: